«
  1. Anasayfa
  2. Dini Masallar
  3. Kalbimde İki Cümle – Dini Masallar

Kalbimde İki Cümle – Dini Masallar

dini masallar

Kalbimde İki Cümle: Besmele Masalı/ Dini masallar

Dini masallar kategorimizde “kalbimde iki cümle “isimli Çocuklar için dini hikayeler yazımız var, bu masal bir besmele masalı, besmele ve kelime-i tevhidi anlatmaya çalıştığımız eğitici dini masallar yazımızı altta bulunan ve baba masalları ‘na ait olan  videomuzda masal dinleye bilirsiniz.


Büyük teyze mutfağa giderken ben de balkon kapısını açtım. Balkonumuz sokağa bakıyor. Bazen annemle burada oturur, sokaktan gelip geçenleri izleriz. Bahçede oynarken annemin balkona çıktığını görürsem bana bir şeyler söyleyeceğini anlardım.

Balkonun altına gelirdim. Büyük teyze elindeki tepside iki bardak şerbet ile balkona geldi. Yan yana duran iki tabureye oturduk. Ben oturunca bardağın birini elime verdi. Tam içmeye başlıyordum ki büyük teyze beni uyardı.

— Sure okurken ki gibi güzelce bir besmele çek de öyle başlayalım, hadi yavrum. Aslında daha önce annemden öğrenmiştim. Yemeğe başlamadan önce, evden çıkarken, ders çalışmaya başladığımda besmele çekmeyi öğrenmiştim.

Şimdi büyük teyze hatırlatmasaydı unutacaktım. Seslice besmele çektim. “Bismillâhirrahmanirrahim”… Şerbet ne kadar da güzeldi.

— Sevgili Peygamberimiz işlerimize besmeleyle başlamamızı tavsiye eder. Allah’ın adını andığın her işin sonu güzel biter. İşte bunun için de her işimizden önce besmele çekmek gerekir yavrum.


Kalbimde İki Cümle: Besmele Masalı/ Dini masallar Masalımızı Dinlemek İstermisiniz?

Besmele masalı


Büyük teyzenin karşıdaki parka dikkatlice baktığını görünce ona parkı anlattım. Bazen apartmandaki komşularımızla beraber parkta çay içeriz. Hava ne kadar sıcak olursa olsun parktaki ağaçların altı serin olur.

Ben her defasında ancak ağaçların altına gelince cepli hırkamı hatırlarım. Annem hemen elindeki poşetten hırkamı çıkarır ve bana uzatır. Büyük teyzenin evinde çeşit çeşit çiçekleri var. Bazılarınının boyu tavana kadar uzanıyor.

Çiçekleri çok sever, hatta onlarla konuşur. Bu yüzden parka gitmek isteyebilir diye düşündüm. Beraber gitmeyi teklif ettiğimde seve seve kabul etti. Şerbetlerimizi bitirdikten sonra hazırlandık.

Bu defa hırkamı kendim aldım. Üstelik büyük teyze için de bir şal aldım. Şimdi ağaçların altındaki rüzgâr için ikimiz de hazırız.

Büyük teyze kapıyı kilitlerken de besmele çekti ve dua okudu. Parkta kaydıraktan kaydım. Sonra da benden küçük birkaç çocuğu salladım. Sıkılınca büyük teyzeyi bıraktığım banka doğru gittim, orada yoktu.

Büyük teyzeyi görebilmek için sağa doğru biraz yürüdüm. Tahmin ettiğim gibi ağaçların altında oturuyordu.

— Sen terlemiş gibisin. Otur da dinlen biraz, dedi. Bağdaş kurarak yanına oturdum. Hızlı nefes alıp vermekten göğsüm inip kalkıyordu. Keşke biraz suyumuz olsaydı diye düşünürken büyük teyze çantasından su ve bardak çıkardı. Suyun serinliğini daha içmeden hissetmiştim.

— Çok susamıştım ben de.
— İç yavrum, iç. Afiyet olsun, şifa olsun inşallah.

— Su ne kadar güzel değil mi büyük teyze? Aç kalmak da zor ama susuz kalmak çok daha kötü. İnsanın dudakları birbirine yapışıyor.

— Evet evlâdım, öyledir. İnsan neye ihtiyaç duyuyorsa onu arar, bulur. Onu sever, her yerde onu arar. Her şeye kanılır da evlâdım, sevgiye kanılmaz, doyulmaz. Hele Allah sevgisine hiç doyum olmaz.

Allah’ı sevdikçe seversin, onun adını anarsın. Üzüntülü olduğun zamanda da mutlu anlarında da dua edersin. Her işinde onun rızasını, memnuniyetini ararsın.

Yani bunu yapsam Allah benden razı olur mu, yaptığıma memnun olur mu, diye düşünürsün. Onun istediği gibi bir insan olmaya çalışmak en güzel uğraşın olur.

— Meselâ annemi üzmemek Allah’ın hoşuna gider değil mi? Ya da derslerime çalışmazsam Allah öğrenciliğimden memnun olmaz değil mi?

— Evet kızım, ne güzel de anlamışsın.

— O zaman aslında her yaptığımızda Allahu Tealâyı mı düşüneceğiz? Bizden memnun olur mu, olmaz mı diye…

— Düşünebilirsek çok iyi olur kızım. Zaten insana düşen görev de budur. Çünkü en başta insan olarak yaratılmışız. İnsan olmak ne güzel bir nimettir.

Dalından düşen bir yaprak olarak da dünyaya gönderilebilirdik, bir taşın üzerindeki yosun da olabilirdik. İnsan olduğumuz için, kaşımız gözümüz için, rahatça yürüyebildiğimiz, koşabildiğimiz için ne kadar şükretsek azdır.

Allah’ın bize verdiği daha ne kadar çok nimet var. Saymaya kalksak bitiremeyiz. Bunların hiçbirine para ödemiyoruz değil mi? Hâlbuki ne kadar kıymetli bunlar. Şimdi bir elimiz tutmasa hayat ne kadar da zorlaşır.

Bak nice hastalar var, canı elma çekiyor da yiyemiyor. Bütün bunlar için Allah’a şükretmeli, onun seveceği bir kul olmak için uğraşmalıyız.

— Doğru. Ben de rahatça su içebiliyorum. Belki hasta olsam su içmek bile zor gelirdi.

— Şu ağaçlar ne kadar gayret etse yerinden kıpırdayamaz. Şu toprağın altında da kim bilir ne canlılar var, solucanlar var. Yılan var meselâ, ne kadar çalışsa da belini doğrultup yürüyemez.

Oysa biz konuşan, düşünen, seven, iyilikler yapabilen, kendini geliştiren bir insan olarak yaratılmışız. Meselâ aslan ormanlar kralıdır. O kadar şöhretine rağmen bir aslan asla kendine güzel bir ev yapamaz.

İnsanlar ise birbirinden güzel binalar yapabilirler. Yollar, köprüler, camiler, güzel evler yapabilirler. Böylece kuru bir toprak parçasını güzel bir şehre dönüştürürler. Bir hayvan sürüsü kırk yıl orada kalsa böyle bir değişiklik meydana getiremez.

— Evet, kuşlar kendilerine yuva yapabiliyorlar, ama onlar da sadece bunu biliyor değil mi? Yine de hayvanlar çok güzel, onların yuva yapmalarından da insanların öğrenecekleri şeyler var.

— Vardır mutlaka evlâdım, sen daha iyi bilirsin. Hem Rabbim yarattıysa mutlaka bir güzellik vardır. İnsan sürekli gelişir yavrum, yani ilerler, olduğu gibi kalmaz. Babaşladığın da okuma yazma bilmiyordun.

Şimdi hızlıca okuyorsun değil mi? Daha da çalışınca, büyüyünce meslek sahibi de olacaksın. Hem boyun büyüyecek hem de bilgilerin, becerilerin artacak. Bu yüzden insan olmak hem güzeldir, hem de sorumluluk ister.

— Peki büyük teyze. Ben Allah’ı hep yanımda hissetmek istiyorum, ayrıca bana yardım etmesini de istiyorum. Bunun için ne yapmam gerekiyor?

Büyük teyze önce biraz güldü. Sonra da düşündü.

— La ilâhe illallah, de kızım. İçinden sessizce La ilâhe illallah, de. Arada bir de sonuna Muhammedur Rasulullah ekle. Bu “Allah’tan başka hiç bir tanrı yoktur, Hz. Muhammed onun elçisidir.” anlamındadır. Bunu söyle. O zaman istediğin gibi olur.

— Tamam, anladım. Bu gerçekten hiç de zor olmaz.

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN

Gül güzel dalında
Bülbül öter yanında
Allah’ı seversen
O da senin yanında

Yazan: Rabia Gülcan


MASAL KATEGORİLERİ
Masal Oku
Dini Masallar
Eğitici Masallar
Türk masalları
Baba Masalları (Youtube)


 

İlginizi Çekecek Hikayeler

Bir Cevap Yaz

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorumlar

  1. Esoo

    Gerçekten çok güzel bir hikaye düşünüp yazanın yüreğine sağlık