«
  1. Anasayfa
  2. Kısa Hikayeler Oku
  3. Altay / Yakut Yaradılış Destanı

Altay / Yakut Yaradılış Destanı

Yaradılış Destanı

İlk Türk Destanları / Altay – Yakut Yaradılış Destanı

” Altay – Yakut Yaradılış Destanı ” Gizemli ve derinlik dolu Türk destanlarının kökleri, binlerce yıl öncesine dayanır. Bu eşsiz edebi hazinelerin en eski örneklerinden biri, Altay – Yakut Yaradılış Destanı’dır. Bu destan, Türk kültürünün köklerini keşfetmek isteyenleri mistik bir yolculuğa çıkarıyor. Tanrıların, yaratıkların ve kozmik güçlerin epik dansında şekillenen bu anlatı, Türk mitolojisinin temel taşlarından birini oluşturuyor. Eski zamanların büyüsüne kapılmak ve Türk halkının derin düşünce dünyasını keşfetmek isteyenler için unutulmaz bir hikayeye hazır olun


Altay Türk Yaradılış Destanı’nın kökü Türk ve Sibirya mitolojisinin ana çizgilerine oturtulmuştur. Bununla birlikte Altay bölgesinin uzun zaman Kalmuk egemenliğinin altında kalmış olmasından hareketle, nispeten Moğol etkileri de söz konusudur. Temel bakımından Altay Yaradılış Efsanesi İran Mitolojisi ve İran düşüncesine bağlıdır. Zira Batı Türkleri Altay dağları ile bunun batısında oturuyorlar ve İran’a çok yakın bulunuyorlardı.

Altay Yaratılış Destanı dayandığı bir diğer temel de Maniheizm’dir. Çünkü Maniheizm içerisinde Ön Asya dinlerinden ve kitaplarından birçok şey de alınmıştır. Bu sebeple bu destanlarda eski İranlıların Tanrıları yanında Tevrat’ın Âdem’ini (A.S.) ve Onunla ilgili hikâyeleri bulmak mümkündür.

Bu etkinin kaynağı ise Altay bölgesinin o bölgenin tesiri altında kalmış olmasından kaynaklanmaktadır. Altay kültürü bronz endüstrisi yoluyla Çin’in değişik bölgelerine de etki etmekteydi.

“Altay Yenisey” sahası henüz eski Türk dini olarak nitelendirilen Şamanî “Altay-Abakan” kabilelerince meskûndur. Bunlar göçebe olmakla beraber yine yerleşmiş haldedirler. Vaktiyle demircilik gibi bazı sanatlarda ilerlemiş olan bu topluluk, bugün Türk boylarının şüphesiz en geride kalanıdır. İşte bunlar bize millî destanın en eski parçalarını, yani, “Esatiri” mahiyette olan parçalarını ve “Kozmogoni=Tekevvünî âlem” (Kâinatın yaradılışı) hakkındaki “Ustureleri” vermektedir.

Altay-Türk Yaradılış Destanı

1-Bir Altay Türk Yaradılış Destanı

Ülgen, insanoğlunu yaratırken, etlerini topraktan, kemiklerini de taştanyapıp ona ilk örneğini verdi. Kadını da erkeğin kaburga kemiklerinden meydana getirdi. Fakat bunların ruhu yoktu. Bir ruh bularak bunları canlandırmak lazımdı. Bunun için yola çıktı. Yola çıkmadan önce insanı koruması için tüysüz bir köpek yaratmayı da ihmal etmedi. Az sonra Şeytan Erlik çıkageldi. Köpek, Erlik’i görünce havladı ve insan örneklerinin semtine bile uğratmak istemedi. Fakat Erlik ona yanaştı: “-Ben sana tüy vermeye, insan örneklerini de canlandırmağa geldim sakın havlama!” dedi. Köpek buna inandı ve sustu.

Şeytan köpeğe pisliğinden attı ve “bunu ye” dedi. Köpek pisliğinden yeyince tüy sahibi oldu ve insanları şeytana bıraktı. Eline bir kamış alan şeytan,kamışı insanların arkasına soktu ve hızla üfledi. Sonrada gitti. Az sonra Tanrı Ülgen geldi. Ne görsün, kadın ve erkek canlanmış, çoktan ruh sahibi olmuşlardı. Ülgen şaşmıştı. Ne yapsındı, yeni bir insan mı yaratsındı? Düşünürken bir kurbağa çıkageldi ve Ülgen’e yanaşarak şöyle dedi: “-Onları yok etmen neye? Bırak yaşayanı yaşat, öleni de öldür” dedi. Ülgen de onları kendi hallerine bırakıp gitti.

2-Kara Orman Tatarlarının Efsanesi

Çok, çok eski zamanlarda Payana insan şeklinde birşey yapmıştı. Ama ona can vermek için bir ruh bulamamıştı. Ruhu gökte arayıp bulmak lazımdı. Bunun için de Payana göğe doğru yola çıktı ve ruhu aramaya koyuldu. Yola çıkmadan önce de köpeği, bu insan şeklini korumak için onun yanına koydu ve şöylede tenbih etti: “-Sen burada kal, gelen olursa havla ve dikkat et!” O çağlarda köpek henüz daha tüysüzdü. Az sonra şeytan göründü ve köpeğe yaklaşıp şöyle dedi: “-Sen bu insanı bana verirsen, bende sana altın tüyler veririm ve kıl sahibi olursun.” Köpek de altın tüylerim olsun diye, şeytanın sözüne kandı ve insanı da şeytanın ellerine verdi.

Erlik aldı insanı eline, neresi varsa her tarafına tükürdü. Az sonra Tanrı insana ruh vermek için çıkageldi. Erlik Tanrının geldiğini sezince hemen oradan uzaklaşıverdi. Tanrı gelince birde ne görsün, kendi yaptığı insan baştan aşağıya kadar tükrük içinde kalmış ve kirlenmişti. Tanrı ne yaptıysa insanı temizleyemedi. Baktı ki olmayacak, tersini yüzüne çevirdi. Bu yüzden insanın içi tükrükle dolu kaldı. Tanrı köpeğe kızıp köpeği iyice dövdü ve döverken de şöyle dedi: “-Sen ey köpek! Sen hep böyle kötü kalacaksın. İnsanoğlu nasıl isterse sana öyle yapsın. Seni ister dövsün, isterse öldürsün. Sen hep böyle köpek kal!

3-Veselovskiy’in Topladığı Bir Altay Rivayeti

Bir gün Tanrı Ülgen deniz üzerinde bir çamur parçası gördü. Çamur nasılsa tıpkı bir insan şeklini andırıyordu. Tanrı ona can verdi. Bu yolla Şeytan Erlik meydana gelmiş oldu. Başlangıçta Erlik’in Tanrıya saygısı çoktu ve araları çok iyiydi. Ama gel zaman git zaman araları açıldı ve Erlik, Tanrıya düşman oldu.

Kaynak;

TÜRK YARATILIŞ VE TÜREYİŞ – YARATILIŞ DESTANLARI VE DİNÎ MOTİFLER Doç. Dr. Numan Durak AKSOY

Yolculuğa Hazır Mısınız? Diğer Hikayelerimizi de Keşfedin!

Türk Destanları
Satılık Köpek Yavruları
Yavru Köpek
Çanakkale Geçilirmi
Şemsiye


Hikayeler Kategori

Kısa Hikayeler
İbretlik Hikayeler
Dini Hikayeler
Başarı Hikayeleri
Gerçek Yaşam Hikayeleri
Sizden Gelen Hikayeler 
İngilizce-Türkçe Hikayeler
Yaşam Tadında Kısa Hikayeler (Youtube)

İlginizi Çekecek Hikayeler

Bir Cevap Yaz

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *