«
  1. Anasayfa
  2. Kısa Hikayeler Oku
  3. Ağgül Seni Cemekanda Görmüşler Hikayesi

Ağgül Seni Cemekanda Görmüşler Hikayesi

türkü hikayeleri

Ağgül’ü Cemeğanda Görmüşler / Türkü Hikayeleri

Ağgül’ü Cemeğanda Görmüşler” adlı yöresel türkünün derin hikayesi, Türkü Hikayeleri kategorimizde öne çıkıyor.  “Ağgül’ü Cemeğanda Görmüşler” türküsünün ardında yatan hikaye, sevginin, aşkın, bekleyişin ve umudun anlatıldığı dokunaklı bir öyküyü içermektedir. Bu türkü, Türküler ve Hikayeleri kategorimizde, yöresel tınıları ve duygusal yüklü sözleriyle öne çıkan bir örnektir. Türkülerimiz ve Hikayeleri kategorisi, duygusal bir deneyime de kapı aralar. Çünkü burada anlatılanlar, sadece bir türkünün Hikayesi değil, aynı zamanda yaşamın anlamını ve insanların kalplerine dokunan derin duyguları ifade ediyor.


Ağgül’e varıp sorsalar; deseler ki, “Söyle terk eder misin? Yıllardır yavuklu bildiğin Mustafa’yı terk eder misin? Ne der acaba Ağgül. Terk eder mi ki hiç seven sevdiğini terk eder mi? Ama töreler, gelenekler, ana babanın baskısı, koparıp götürür seveni sevdiğinden. Geride kalan derdini türkülere döker. Türkülere sığınır, içini türkülere boşaltır. Giden gittiğini bilir, içine atar dertlenir, kaygulamr o kadar.

Derler ki, Ağgül köyün varsıllarından Mürsel ağanın kızıdır. Güzel mi güzel, simsiyah saçları, kestane rengi gözleri, salına salına yürüyüşü yürekleri yakarmış. Köy gençlerinin gözü Ağgül’de ama kimse de yan gözle bakamazmış. Nedeni de Mustafa.

Herkes severmiş Mustafa’yı. Yoksul bir ailenin çocuğu olan Mustafa, babası öldükten sonra evin bütün sorumluluğunu yüklenmiş, anasını ele muhtaç bırakmamış. Alnının teriyle geçimini sağlıyor. Bazen zorlansa da yakınmıyor Mustafa. Ağgül’üne de kavuşursa tasası kalmayacak.

Gel gör ki, Ağgül’ün babası verimli değil. “Mustafa kim oluyor ki bizden kız isteyecek, o önce karnımızı doyursun” diyorlarmış. İyi hoş ama Ağgül öyle demiyor. “Bir lokma, bir hırka olsun yeter, artığını istemem” diyor diyor da dinleyen kim.

Babası tam bir şehirli düşkünüymüş. “Şehirli köylüden daha iyidir. Bizim Şefketgil şehire gitti de eli yüzü açıldı. Temiz yiyor, temiz giyiniyorlar. Benim kızım da şehirliye layık” diyor da başka bir şey demiyormuş.

Onlar böyle diye dursun Mustafa ile Ağgül sık sık buluşup akşam karanlığı çöküp el ayak çekildi mi soluğu Ağgül’lerin bahçesindeki ceviz ağacının altında alırlar ve “Yarın son olsun, kaçıp gidelim buradan” diye kavilleşip ayrılırlarmış. Üç gün, beş gün, üç ay, beş ay hep kavilleşiyorlar, hep yarına bırakıyorlarmış. Sözün kısası altı ay geçiyor aradan.

Günlerden bir gün Mustafa yine gelip cevizin altında beklemiş. Ay tepede, ay tepeyi aşıyor, ay kayboluyor, Ağgül yok ortada. Cevizin altında uyuyup kalıyor Mustafa. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanıyor; gördüğü düşleri hayıra yormaya çalışıyor.

Daha sonra kalkıp köyün kahvesine gitmiş. Dalgın dalgın çayını içerken çocukluk arkadaşı Zamir gelmiş kahveye. Varıp Mustafa’nın yanına yavaştan “Seninkini akşam vermişler, lokumu dağıttılar. Elini çabuk tut, kaçır yoksa havanı alırsın” demiş. Mustafa ayıkmış birden, “Demek işin içinde iş varmış, demek ki onun için gelmemiş Ağgül” diye konuşmaya başlamış kendi kendine.

“Şehirden bir tanıdıklarının oğluna vermişler. Keleşzadeler’in oğluymuş. Zengin adamdırlar, konakları dillere destan, saray gibi. Elini tez tut, yoksa gitti gider Ağgül” deyince yüreği bir ateş harmanına dönmüş Mustafa’nın.”

Yan babam yan. Akşamı zor etmiş Mustafa. Hemen koşmuş ceviz ağacının altına, sabahı etmiş, ertesi akşamı etmiş. “Daha kaç gün oldu kavilleşeli, ne çabuk sözünden döndü” diye içi içini yemeye başlamış. Bir yandan da umudunu yitirmiyor, “Ağgül bensiz olmaz, döner gelir bir gün” deyip ceviz ağacına gidiyormuş sık sık.

Derken düğün günü gelip çatıyor. Keleşzadeler’in düğünü de şanına uygun. Davullar çifter çifter çalınıyor, kazanlar kaynıyor. Düğün üç gün üç gece sürmüş. Mustafa da daha fazla dayanamayıp köyden kaçıp dağlara gitmiş. Ama uzaklaşamıyor, gözü ceviz ağacındadır hep. Dönüp dolaşıp düğünün son günü köye geri gelmiş.

Ağgül’ü arabaya bindirmişler, araba ağır ağır yola düşmüş. Mustafa da köyün en yüksek tepesi olan Kırlangıçtepe’ye tırmanmış. Şehre inen yol ayaklar altında düğün alayını gözden kaybolana dek seyretmiş. Mustafa artık kolu kanadı kırık gibi, ne yapacağını bilemez. “Ben Ağgül’süz nasıl yaşarım, ama döner bir gün mutlaka kaçar gelir bana” deyip umutlanır. Günler günleri eskitir, aylar ayları. Hiçbir haber yoktur. Tek haber, arada şehre inenlerden yolu düşüp konağın önünden geçenlerden gelirmiş. Ağgül’ü yüzünü cama dayamış, dalgın dalgın düşünürken görürlermiş.

Mustafa’yı da en son elinde bir ceviz fidanıyla Kırlangıçtepe’ye tırmanırken görmüşler. Tepenin en görünür yerine diker fidanı, sonra da yamuk sesiyle bir türkü tutturmuş. O günden sonra kimse bilmez Mustafa’ya ne olduğunu. Kimi “Çukurova’ya yerleşti” der, kimi “canına kıydı” der. Ama Mustafa’nın son gün söylediği türkü kimsenin dilinden düşmemiş. Köyün de sınırlarını aşıp yankılanmış.

Ağgül’ü Cemeğanda Görmüşler Şarkı Sözleri ( Türkü Hikayeleri)

Ağgül Seni Camekanda Görmüşler (Ağgülüm gülüm)
Siyah Saçın Sırmayınan Örmüşler (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)
Ürüyamda Seni Bana Vermişler (Ağgülüm gülüm)

Beni Böyle Yakar Gor Gider Misin (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)
Evvel Sevip Sonra Terk Eder Misin (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)

Acı Poyraz Gibi Deli Esmedim (Ağgülüm gülüm)
Kaderime Küstüm Sana Küsmedim (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)
Ben O Yardan Umudumu Kesmedim (Ağgülüm gülüm)

Beni Böyle Yakar Gor Gider Misin (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)
Evvel Sevip Sonra Terk Eder Misin (Yar Eğlen Eğlen Dur Eğlen)

Yorumlarınız Bizim İçin Çok Önemli, Yorumlarınızı merakla bekliyoruz!


Diğer Türkü Hikayeleri de Keşfedin!

Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar
HekimOğlu – Türkü Hikayeleri
Kara Koyun Hikayesi
CANIM ANNEANNEM
SABIR VE DUA
KIRMIZI PAPUÇLAR
EGE GÜNEŞİ
Ah Benim Sevgili Babacığım


Hikayeler Kategori

Kısa Hikayeler
İbretlik Hikayeler
Dini Hikayeler
Aşk Hikayeleri
Başarı Hikayeleri
Gerçek Yaşam Hikayeleri
Sizden Gelen Hikayeler
Yaşam Tadında Kısa Hikayeler (Youtube)

İlginizi Çekecek Hikayeler

Bir Cevap Yaz

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *