«
  1. Anasayfa
  2. Dini Hikayeler
  3. HASAN-I BASRİ – Dini Kıssadan Hisse

HASAN-I BASRİ – Dini Kıssadan Hisse

dini kıssadan hisse

HASAN-ı BASRİ – Dini Kıssadan Hisse (Allah Dostu)

Dini Kıssadan Hisse, sahabe dostu Hasan-ı Basrî hazretleri ile devam ediyor, Müslüman vaiz, ilahiyatçı ve İslâm âlimi. Ümmü Seleme’nin evinde yetiştirilen Hasan-ı Basri, Bedir Savaşı’nda muharebe eden 70 sahabi dahil olmak üzere İslam Peygamberi Muhammed’in birçok sahabesi ile tanışmıştır. Cemel ve Sıffin savaşlarında Ali’nin taraftarlarından olduğu bilinmektedir. Vikipedi


Basra’nın güllerinden biri… Hasan-1 Basri Hazretleri dini kıssadan hisse…

Bir gün Basra’da…

Basra’lı Şem’ûn kendi halinde bir mecusidir. Müslümanlarla içli dışlıdır ve bir sürü güzel haslet edinir. Kimseyle uğraşmaz, yalan söylemez, sözünde durur ve cömerttir. Sonra o gülyüzlü komşusunu (Hasan-1 Basri Hazretlerini) çok beğenir, uzaktan bile görse ayağa kalkar, hürmetle yol verir.

Hasan-ı Basri, Şem’ûn’un Müslüman olmasını çok ister. Hatta bazı geceler sabahlara kadar yalvarır onun ve onun gibiler için hidayet diler. Rahman ve Rahim olan Rabbimiz bu duaları kâbul eder ve mübareğin tebliğ için beklediği fırsatı önüne çıkarır.
Nasıl mı? Anlatalım….

Şem’ûn amansız bir hastalığa yakalanır. Birkaç gün içinde mum gibi erir ki artık öleceğinin farkındadır. Hasan-ı Basri biraz süt, biraz hurma alır, komşusunun kapısını tıklatır. Şem’ûn onu görünce çok duygulanır. Ağlamakla gülmek arasında gidip gelen bir sesle “Ey asil komşum” der “niye zahmet ettin ki?”
-Ne zahmeti, vazifemiz değil mi?
-Biliyor musun ben gidiciyim.
-Hepimiz gidiciyiz.
-Korkarım ahirette de görüşemeyeceğiz. Zira inandıklarım doğruysa aynı yerde olmayacağız.

Mübarek acı acı gülümser. “Peki” der, “ya benim inandıklarım doğruysa?”
-Yine aynı yerde olmayacağız, zira beni taptığımla yakacaklar.
-Bak Şem’ûn ateş yaratıcı değil mahlûktur. Alemlerin Rabbi (Celle Celalüh) dilemezse kimseye bir şey yapamaz.
-Müslümanlar buna benzer şeyleri çok söylerler ama ateşin yakmadığı nerede görülmüş?
-Ateşin yakmadığını görsen bana inanır mısın?
-inanırım.

Biliyor musunuz veliler hallerini bir sır gibi saklar, tanınmaktan, bilinmekten sıkılırlar. Ancak böylesi hayati kavşaklarda keramet göstermek zorunda kalırlar. Nitekim Hasan-1 Basri Hazretleri de mangaldaki ateşi avuçlar, kızgın korla kollarını sıvazlar. Şem’ûn hayretler içindedir.

Büyük veli, bunlar sıradan şeylermiş gülümser, “İstersen yanan fırına girelim” der,
-Yoo, hayır. Bu kadarı yeter.
-Görüyorsun işte. Senin, benim, dağların, göklerin, denizlerin yaratıcısı onu zararsız kıldı.
-Sanırım, Allah’ın büyüklüğünü kabullenmek zorundayım.
-Al, istersen dokunabilirsin. Eğer ateş bir şeye kaadirse yaksın da görelim.
-Diyecek bir şey bulamıyorum.
-Ama benim diyecek çok şeyim var. Yapma Şem’ûn, kendine kıyma. Gel iman et ve kurtul. Altından nehirler akan köşkler, nefis şerbetler, bahçeler, huriler seni bekliyor. Bir kere kelimeyi şahadet söyle, ebedi saadete kavuş.
-Bu kadar kolay mı yani?
-Evet bu kadar kolay.
-Ama benim ömrüm günah içinde geçti.
-Benim ki de öyle ama Allah-ü teâlâ affedicidir.
-Ne desem bilmem ki, bunca yıldır mecusİ olarak yaşadıktan sonra…
-Sakın “millet ne der?” diye düşünme, sadece kalbinin sesini dinle.
-Kalbim seninle beraber, yalnız endişelerim var.
-Nasıl yani?
-Sahi, Rabbim beni kâbul eder mi?
-Eder.
-Bana kulum der mi?
-Der.
-Emin misin?
-Adım gibi.
-Peki kefil olur musun?
-Olurum.
-Ahitname de yazar mısın?
-Yazarım.
-Mührünü de basar mısın?
-Basarım.
-İyi öyleyse, sen şimdi bana yapmam gerekenleri söyle.

Şem’ûn oğullarını, yakınlarını çağırır. Kalabalığın huzurunda iman eder. Olacak bu ya hemen o gün ecel şerbetini içer. Onu söz konusu kâğıtla birlikte toprağa verirler.

Hasan-1 Basri Hazretleri hem şaşkın, hem sevinçlidir. Omuzlarından irice bir yük gitmiştir. Definden sonra evine gelir. Bir başına kalınca hadisenin muhasebesini yapar ve birden dehşete düşer. Büyük bir pişmanlıkla “yaptığım beğendin mi” der, “sen kim oluyorsun da ahidname veriyorsun. Kendini kurtaracağın şüpheli, kalkıp başkalarına kefil oluyorsun. Eyvah ki ne eyvah! Aman Allah’ım ben ne yaptım!” O gece binlerce, onbinlerce kez tövbe eder, “Yarabbi, ben acizin, zavallının biriyim” der, “n’olur bu cüretimi affeyle!”

Hasan-ı Basri o kadar ağlar ve o kadar yalvarır ki bitap düşer. Birara içi geçer, rüyasında Şem’ûn belirir, çok neşelidir. Öylesine nurludur ki dolunayı imrendirir. Başında cennet cevahirleriyle süslenmiş bir taç vardır. Hasan-1 Basri Hazretlerine döner “Meğer Allah-ü teâlâ ne büyükmüş” der, “merhametinin zerresi benim gibi nice asiye yetti.”
-Peki ya ahitname?
-Ona bakmadı bile, İstersen geri verebilirim.
-Yalvarırım ver, n’olur ver.
-Al!

Hasan Basri Hazretleri heyecanla uyanır. Ne görse beğenirsiniz. Ahidname elindedir.

Dini Kıssadan Hisse de,  Allah Dostlarının Hayat Hikayeleri bölümümüzde Hasan-ı Basri Hazretlerinin İbretlik Yaşantısını okudunuz..

Hikayeler Kategori
Kısa Hikayeler
İbretlik Hikayeler
Dini Hikayeler
Aşk Hikayeleri
Başarı Hikayeleri
Gerçek Yaşam Hikayeleri
Sizden Gelen Hikayeler

🔸Yaşam Tadında Kısa Hikayeler (Youtube) Kanalımızda yayınlanan tüm hikayeleri dinlemek için için, Abone olun ▶ http://bit.ly/2vCvpPt Bildirimlerin gelmesi için “ZİLİ” (🔔) açmayı unutmayın.

hasan basri

İlginizi Çekecek Hikayeler

Bir Cevap Yaz

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *