«
  1. Anasayfa
  2. Gerçek Yaşam Hikayeleri
  3. Seni Seviyorum

Seni Seviyorum

Yaşanmış ibretlik hikaye

ʺSeni seviyorumʺ Demek İçin Neyi Bekliyorsunuz!

Yaşanmış ibretlik hikaye: Sevgiyi ifade etmek için doğru zamanı beklemenin anlamını sorguluyor. Bu kısa dram hikayesi, sevdiklerimize duygularımızı iletmek ve aynı zamanda içsel bir yolculuğa çıkmak hakkında ilham veriyor. Allah’a yönelişin önemini vurgulayan bu anlamlı gerçek hikayeyi okuyun.


İnanç Tarihi dersimin öğrencilerinden biriydi Kemal. Uzun saçlı, değişik bir gençti. Sınıfta benimle en çok tartışan öğrenci oydu. Tanrı’ya kayıtsız şartsız inanmayı kabullenmiyordu. Mezun olurken bana “İmalı, İmalı; Günün birinde Allah’ı bulacağıma inanıyor musun hocam?” dedi.

“Hayır,” dedim, yavaşça.

“Yaaa,” dedi. “Oysa şenin, bu derste Allah’ı pazarladığımı sanıyordum hocam…”

Kapıdan çıkıp gitmek üzereyken arkasından bağırdım: “Allah’ı bulabileceğini düşünmüyorum; ama o seni mutlaka bulacak bir gün, eminim.” Kemal, omzunu silkip yürüdü.

Mezuniyetten sonra izini kaybetmiştim ki, acı haberi kendisi getirdi bana: Ölümcül kansere yakalanmıştı. Odama girdiğinde; zayıflamış, çökmüştü. Kemoterapi, o uzun saçlarını dökmüştü…

Ama gözleri hala pırıl pırıldı.

“Birkaç haftalık ömrüm kalmış hocam,” dedi.

“Sana bir şey sorabilir miyim?” dedim.

“Tabii,” dedi, ‘Ne öğrenmek istiyorsun?

“Sadece 24 yaşında olmak ve ölmekte olduğunu bilmek nasıl bir şey?”

“Daha kötüsü olabilirdi… 50 yaşında olmak, kafayı çekmek, kadınlarla beraber olmak ve müthiş paralar kazanmayı, yaşmak, sanmak gibi…”

Sonra niye geldiğini anlattı… “Okulun son günü sana Allah’ı bulup bulamayacağımı sormuş; ‘hayır” yanıtını alınca şaşırmıştım. Sonra, “ama o seni bulur” dedin… İşte bunu çok düşündüm.

Doktorlar ciğerimden parça alıp kötü huylu olduğunu söylediklerinde; Allah’ı aramayı ciddiye aldım birden…

Habis ur, diğer hayati organlarıma yayılmaya başlayınca, sabahlara kadar dualar etmeye başladım… Hiçbir şey olmadı. Bir sabah uyandığımda; İlahî bir mesaj alma yolundaki umutsuz çabalarımdan vazgeçiverdim aniden.

Ömrümün geri kalan vaktini; Allah, ölümden sonra hayat, falan gibi şeylerle geçirmemeye karar verdim. Daha önemli şeyler yapma kararı aldım. O zaman gene seni düşündüm…

“En büyük mutsuzluk, sevgisiz bir hayat sürmektir, bundan daha kötüsü de bu dünyadan, sevdiklerine “Seni seviyorum” diyemeden gitmektir” demiştin..

“Son günlerimi bu eksiği gidermekle harcayacaktım İşte… En zorundan başladım… Babamdan…”

Oğlu yanına geldiğinde; babası, gazete okuyormuş.

“Baba, seninle konuşmam lazım” demiş Selim.

“Peki, konuş oğlum.”

“Yani, çok önemli bir şey…”

Babası, gazeteyi 10 santim indirmiş o zaman aşağı;

“Neymiş o bakalım?”

“Baba, seni seviyorum. Bunu bilmeni istedim.”

Selim gülümsedi, arkasını anlatırken… Babasının elinden yere düşmüş gazete… Hayatında hiç yapmadığı iki şeyi yapmış: sarılmış ve ağlamış…

Sabaha kadar konuşmuşlar. Babası, ertesi sabah işe gitmek zorunda olduğu halde…

“Annem ve kardeşimle daha kolay oldu” diye devam etti Selim… “Onlar da bana sarılıp ağladılar.

Yıllardır bana söylemedikleri, söyleyemedikleri şeyleri anlattılar. Bütün bunları yapmak için bu kadar geç kalmış olmama üzüldüm sadece…

Ölümün gölgesi üzerime düşünce; kalbimi açıyordum, bana, aslında çok daha yakın olması gereken insanlara…

“Nefes aldı Selim…

“Bir gün baktım, Allah, orada… Hemen yanı başımda duruyor„. Ona yalvardığım zaman, bana gelmemişti. Onun kendi programı vardı, kendi bildiği gibi yapıyordu.

Gerçek olan şu ki, haklıydın… Ben, onu aramaktan vazgeçtiğim halde, gelip, beni bulmuştu.”

“Eminim” dedim. “Sandığından çok önemli şeyler söylüyorsun, tüm insanlığa… Sen, Allah’ı bulmanın en emin yolunu anlatıyorsun.

Onu, sadece kendine ayırmak, sadece ihtiyaç duyunca aramak işe yaramaz… Ama hayatım sevgiye açarsan o, gelir seni bulur. Bunu anlatıyorsun farkında mısın?” Devam ettim;

‘Selim, bana bir iyilik yapar mısın, bunları gelip sınıfımda da anlatabilir misin?” Bir gün tespit ettik. Ama Selim gelemedi o gün… Ölümle hayatı sona ermemişti tabii…

Şekil değiştirmiş, büyük bir adım atmıştı sadece… İnanmaktan, görmeye geçmişti… Ölümünden önce son bir defa konuştuk.

“Söz verdiğim derse gelemeyeceğim, halsiz ve bitkinim hocam” demişti..

“Anlıyorum dedim !”

“Benim yerime onlara sen anlatır mısın hocam, sen anlatır mısın?

“Herkese, bütün dünyaya, benim için anlatır mısın?”

“Anlatırım Selim” dedim. “Anlatırım, merak etme!”

“İnsanlara, “Seni seviyorum demek için, ölümü beklemenize gerek yok, şimdi, hemen şimdi başlayabilirsiniz…

Başlayın ki, hayatınız güzelleşsin, zenginleşsin.. Hem, şimdi başlamazsanız, belki de hiç söyleme şansınız olmayabilir…”

Gerçek Kısa Hikayeler kategorimize ait Seni seviyorum isimli Hüzünlü hikayemizi okudunuz, Yorumlarınız bizim için Çok değerli, yorumlarınızı bekliyoruz.


İlginizi Çekecek Hikayeler


Hikayeler Kategori

Kısa Hikayeler
İbretlik Hikayeler
Dini Hikayeler
Aşk Hikayeleri
Başarı Hikayeleri
Gerçek Yaşam Hikayeleri
Sizden Gelen Hikayeler
Yaşam Tadında Kısa Hikayeler (Youtube)

İlginizi Çekecek Hikayeler

Bir Cevap Yaz

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *