«
  1. Anasayfa
  2. Kısa Hikayeler Oku
  3. Ayran Türküsü Hikayesi

Ayran Türküsü Hikayesi

hikayesi olan türküler

Ayran Türküsü Hikayesi / Hikayesi olan türküler

“Ayran Türküsü” aşkın ve özlemin öyküsünü içinde barındıran halk türküsü, “Hikayesi olan türküler” arasında öne çıkmaktadır. Ayran Türküsü’nün hikayesin de Aşk ve özlem türkülerle dile gelir. “Ayran Türküsü“, özgün bir hikayeyi türküleştiren nadide eserlerden biridir. 


Gurbet ellerinde eğlendim kaldım. Güzel cemalini görünce durdum. Gelin, bu ayranı taze mi yaydın? Hüdanın aşkına doldur ayranı. Canım ayranı, güzel ayranı. İyi hoş, doldursun ayranı ya, sen kimsin? Köylük yerde bir genç kız her isteyene bir tas ayranı uzatırsa ne olur, adlı nereye çıkar? Demezler mi; falancanın kızını gördüm, bir yabancıya tası doldurup ayran verdi. Aralarında bir şey var, elin yabancısına yoksa verir mi ayranı? Hem köyün geleneklerine de ters düşmez mi? Hem de genç bir kız! Yok canım, bu işin içinde bir iş var mutlaka.

Cemile güzelliği dillere destan bir kız, Aziz köyün yakışıklı gençlerinden. Göz görüp gönül de sevince, her şey tamam gerisi büyüklerin bileceği iş. Üç-beş emmi dayı; köyün muhtarı, imamı, bir de Aziz’in babası varıp istemişler Cemile’yi. Kız evi nazevi derler, olacak o kadar naz. Araya birkaç görüşme daha girer, sonunda iş tamam. İş tamam da daha askerliğini yapmamış Aziz. Bugün yarın derken, nişanlarının haftası askerlik çağrısı gelmiş. Aman yaman daha yeni nişanlandım, hiç olmazsa bir iki ay geçsin dese kimse dinlemez.

Günü gelince vurmuş sırtına çantasını, dost ahbap helalleşmiş, varmış Cemile’nin yanına. “Üç yıl çabuk geçer bak. Büyük seli hatırla, beş yıl oldu, dün olmuş gibi. Esat emmi öleli dört yıl oldu. Şu ki günler tez geçiyor; bir göz açıp kapayınca hurdayım, gönlünü ferah tut” demiş. Bekleyeceklerine söz verip ayrılmış Cemile ile Aziz. Kara trenin düdüğü ile ilk kez köyünden ayrılmış Aziz. Sık sık mektup yazmış köyüne, içindekileri dökmüş mektuplarına. Anasına, babasına, dolaylı olarak da nişanlısına selamlarını, özlemlerini ilemiş.

Aziz askerdeyken, kötü bir haber yayılmış asker ocağına; “Uzakdoğu’da savaş patlamış, bizi de savaşa çağırıyorlarmış.”

Kimileri “Yok canım, yalan söylüyorlar, dünyanın bir ucundaki kavgadan bize ne” deseler de, “Bizim sözümüz varmış, onlar savaşa girerse biz yardım edeceğiz, biz girersek onlar yardıma gelecekmiş. NATO mu, ne diyorlar, işte onun için” diyormuş kimileri. Derken Aziz’in kura günü gelip çatmış.

Adı cepheye gidecekler arasındaymış. Bir yandan üzülür, ölürse yaban ellerde ölecek, hem ne için savaştığını da bilmeyecek. “Yurduma düşman saldırmadı, arıma, namusuma dil uzatan olmadı, peki bu savaştan bize ne” der “Acep oraların havası nasıl olur, kaç gün de gidilir?” diye kendi kendine düşünür durur. Çok geçmeden de cephede bulur kendini. Gecesi gündüzü yok savaşın. Aziz gününü ayını şaşırıyor, tek amacı ölmemek ve bir an önce Cemile’sine kavuşmak.

Demokrat Partinin “Altın çağı” denilen bu dönem 1947’deki yabancı sermayeyi teşvik kanunu, 1951’de sermaye bölüşümünü daha da kolaylaştırıcı doğrultuda yapılan değişiklik ve Kore savaşı için bir tugay asker göndermesiydi. ABD’nin isteği ve NATO’ya üye olmak için Tuğgeneral Tahsin Yazıcı emrinde 5 bin asker Kore’ye gönderilmişti.

Türkiye savaşı standart 5 bin kişiyle sürdüreceğine söz verdiği için eksilmeler oldukça asker göndermeye devam etmiş ve savaşın Türkiye’ye faturası 717 ölü, 5247 yaralı, 229 esir ve 167 kayıp olmuştu. Bu da ABD’den sonra en fazla kayıp veren ülkenin Türkiye olduğunun göstergesiydi.

Her taraftan ateş yağmakta tam bir cehennem misali. Bu arada şarapnel parçalarından biri de gelip Aziz’i buluyor. Hem de yapayalnız. Düştüğü yerde kalıyor. Aziz eli yüzü paramparça esir kampına götürülür. Canı kurtuluyor, kurtulmasına ya Aziz eski Aziz değildir artık. Radyo bültenlerinde kayıp listeleri okunur, birliğine gelemeyenler arasında Aziz’in de adı vardır. Cemile vurulmuşa döner.

Herkes birbirini avutmaya çalışsa da Aziz’in artık dönmeyeceğine çünkü onun öldüğüne inanırlar. Ama Cemile hiç ümidini kesmemiştir, “Aziz ölmedi, ölse künyesi bulunurdu” diye diye aradan yıllar geçer ve tek bir haber çıkmamıştır Aziz’den. Günlerden bir gün Cemile çeşme başında yayığı almış, önüne ayran yapıyormuş. Başını kaldırdığında bir atlının yoldan sapıp çeşmeye doğru geldiğini görmüş.

Cemile kafasını önüne eğip göz ucuyla da yabancıya bakmış. Yüzü gözü yara içinde olan yabancı Cemile’den bir tas ayran istemiş. Cemile de yabancıyı terslemiş, çünkü yabancı ayranı sözle değil türkü çağırarak istemiş. Cemile de ayran vermek istemediğini yine türkü ile yanıtlamış. Karşılıklı türkü düeti başlamış.

Türkünün sonunda yabancının Aziz olduğunu anlamış Cemile. Anlıyor da ayran yayığını bir yana, bakracı bir yana atıp boynuna sarılmış Aziz’in. Yılların özlemini bir türküyle dillendirip, iki sevgilinin kavuştuğu bu türkünün sözlerine bakalım.

Ayran Türküsü Sözleri ( Hikayesi Olan Türküler )

Aziz:
Uzak yollardan da kıvrandım geldim
Tatlı dillerine eğlendim kaldım
Gelin bu ayranı tazemi yaydın
Hüda’nın aşkına doldur ayranı

Cemile:
Uzak yolların vefası mısın
Ak alnımın da sen cefası mısın
Yaydığım ayranın kahyası mısın
Anamdan habersiz vermem ayranı

Aziz:
Bunca yıldır gurbet elde dururum
Çeker silahımı seni vururum
Ya ayranı alırım ya da ölürüm
Gel kız kerem eyle doldur ayranı

Cemile:
Ayranı atlarıma yüklerim
Götürür de dağ başına dökerim
Gurbet elde yârim vardır Iwklerim
Ondan başkasına vermem ayranı

Aziz:
O nedir ki yer altında paslanmaz
O nedir ki suya düşer ıslanmaz
O nedir ki etin kessen seslenmez
Ya bunun cevabın ya da ayranın

Cemile:
O altındır yer altında paslanmaz
O güneştir su altında ıslanmaz
O ölüdür etin kessen seslenmez
Bilirim bunları vermem ayranı

Aziz:
Tepsiye koydum da binliği tozu
Ortadan kaldırdık hele Azili
Bir kaşık ayranı ver hala kızı
Hüda’ nın aşkına doldur ayranı

Cemile:
Tepsiye koydum binliği tozu
Ortadan kaldırdım hele Aziz’i
Sana feda ettim iki ala gözü
Getir kabını da doldur ayranı

Yorumlarınız Bizim İçin Çok Önemli, Yorumlarınızı merakla bekliyoruz!


Diğer Türkü Hikayeleri de Keşfedin!

Ağgül Seni Cemekanda Görmüşler Hikayesi
Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar
HekimOğlu – Türkü Hikayeleri
Kara Koyun Hikayesi
KIRMIZI PAPUÇLAR
EGE GÜNEŞİ
Ah Benim Sevgili Babacığım


Hikayeler Kategori

Kısa Hikayeler
İbretlik Hikayeler
Dini Hikayeler
Aşk Hikayeleri
Başarı Hikayeleri
Gerçek Yaşam Hikayeleri
Sizden Gelen Hikayeler
Yaşam Tadında Kısa Hikayeler (Youtube)

İlginizi Çekecek Hikayeler

Bir Cevap Yaz

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *