«
  1. Anasayfa
  2. Eğitici Masallar
  3. Küsmek Bize Yakışmaz

Küsmek Bize Yakışmaz

eğitici cocuk hikayeleri

Küsmek Bize Yakışmaz / Eğitici Çocuk Hikayeleri

Eğitici çocuk hikayeleri ile devam ediyoruz, yeni uyku masalı mız bir birine küsen iki arkadaşı anlatıyor, hadisli masallar ve Ayetli masallar ile çocuklarımızın gelişimine dini masallar ile destek veriyoruz, çocuklar için dini hikayeler devam edecek. Bizimle masal oku maya devam edin, Masalımızı Alltta Bulunan Dini Masal vidosu ile Dinleye bilirsiniz. 

Sevgili Günlük,
Beden Eğitimi dersinde koşarken Beyza ile çarpıştık. Benim alnımda kocaman bir şişlik oldu, Beyza’nın ise burnu kanadı. İkimiz de bir müddet kendimize gelemedik. Aslında ikimizde de hata vardı ama Beyza bir yandan avaz avaz ağlayıp bir yandan da, “Sen yaptın işte! Sen vurdun bana”, diye bağırınca, moralim bozuldu. E ben dikkatsizce koşuyordum, bunu kabul ediyorum ama Beyza da pek dikkatli sayılmazdı. İkimiz de çevremize bakmıyorduk ama Beyza’ya göre ben suçluydum.

Öğretmenimiz; “İkiniz de hatalısınız, tamam hadi barışın”, dedi. Beyza, “Ben barışmayacağım, Betül bana bilerek vurdu”, diye bağırıp bir yandan da ağladı. Ne yapacağımı şaşırdım, kendimi çok ama çok kötü hissettim. Beyza’nın yanına gidip burnunun hâlâ kanayıp kanamadığına bakmak istedim ama Beyza çıldırmış gibiydi: “Bana yaklaşmaaaaa”, diye öyle bir bağırdı ki, ne yapacağımı bilemedim. Kendimi canavar gibi hissettim. Neredeyse ağlayacaktım. Durup dururken, en iyi arkadaşlarımdan biri ile küsmüştük işte.

O gün eve döndüğümde çok mutsuzdum. Alnımdaki şişlik biraz renk değiştirmiş ve morarmıştı. Annem beni o halde görünce çok telaşlandı. Beyza ile nasıl çarpıştığımızı anlattım. Annem, “Allah korumuş yavrum. Daha kötü şeyler olabilirdi”, deyince ağlamaya başladım. Bundan daha kötü ne olabilirdi ki, arkadaşım benimle küsmüştü işte. Annem neden ağladığımı anlamamıştı bile. Ona Beyza’nın benimle küstüğünü ve bütün gün bana yaptıklarını anlattım. “Müslümanlar kardeştir”, dedi annem. Birbirlerine üç günden fazla küs kalmazlar.” İyi ama küstü, barışmıyor anne”, diye daha yüksek sesle ağlamaya başladım. “Belki canı çok yandı ve korktu. Sen yarın yine yanına git ve barışmak için konuş, bakalım ne yapacak? Hem biliyor musun, barışmak için ilk adımı atan, cennete önce girermiş”.

Okulda Beyza benim tarafıma hiç bakmadı. Dün bu saatlerde o kazayı yaşamıştık ve demek ki, biz küseli neredeyse bir gün olmuştu. Ne demişti annem “Müslümanlar üç günden fazla küs kalmamalı.” Yani Beyza ile barışmak için sadece iki günümüz vardı. Ve ben bugün barışmaktan yanaydım. Zaten neden küstüğümüzü de anlamamıştım. Benim de alnım şişmişti ama Beyza’yı suçlamamıştım. Beden eğitimi öğretmenimiz, teneffüste beni yanına çağırdı. “Betül, ne yaptınız, Beyza ile barıştınız mı”, diye sordu. “Hayır öğretmenim, benimle barışmak istemiyor”, dedim. Öğretmenimiz de üzülmüştü: “Sen burada bekle”, diyerek yürümeye başladı. Biraz sonra Beyza’yı da yanına alıp geri döndü. Beyza’nın başı öndeydi. Belli ki, o da üzülmüştü, belki de canı çok yanmıştı. O sinirle söylediklerinden o da utanıyordu. Öğretmenimiz, “Hadi bakalım, sarılın barışın”, dedi. Beyza, “Ama… derken”, öğretmenimiz, “Beyza, Betül’ün de alnı şişti, bak o bir şey söylüyor mu”, dedi. Beyza ile sarıldık ve ben, “Hakkını helal et”, dedim. Beyza da bana, “Sen de bana hakkını helal et, galiba fazla abarttım”, dedi.

Gerçekten de biraz abartmıştı ama başka bir şey söylemedim. Şimdi “Abarttın!” diyerek olayı daha fazla uzatmanın bir âlemi yoktu. Hem böyle bir şey söylesem, belki de yine küserdi, en iyisi hiç ses çıkarmamaktı galiba. Bu işin daha fazla uzamasını istemiyordum. Hem annemin söylediği şeyler aklıma geldi. İnsanların birbirleri üzerinde hakları varmış ve buna kul hakkı deniyormuş. Çevremizdeki insanların kalplerini kırmamak, onlara karşı saygılı olmak gerekiyormuş. Ben de susmayı daha uygun buldum ve sustum.

Bir sonraki ders, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisiydi. Öğretmenimiz de bu konudan bahsetti. Galiba bütün okul bizim küstüğümüzü biliyordu. Öğretmenimiz, – Bir müminin din kardeşiyle üç günden çok dargın durması caiz değildir. Üç gün geçtikten sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam verip hatırını sormalıdır. O kimse selamını alırsa, birlikte sevaba ortak olurlar. Selamını almazsa günaha girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur, dedi. Yakup hemen olduğu yerde zıpladı: “Peki öğretmenim, iki buçuk günde barışırlarsa ne olur, diye güldü”. Öğretmenimiz gülümsedi. “Canın eğlence istiyor galiba, çöp kutusunun yanında tek ayak üstünde beklemeye ne dersin?”, Yakup sustu ve dersin sonuna kadar bir daha espri yapmadı.

Din kültürü öğretmenim, iki kişinin arasını düzeltmenin, nafile oruç, namaz ve sadakadan daha faziletli olduğuyla ilgili hadisi bize söylediğinde, beden eğitimi öğretmenimizin ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. Beyza ile beni barıştırarak, ne kadar da güzel bir sevap kazanmıştı.

Sevgili Günlük, Dinimizde, dargın iki kişiyi barıştırmak çok sevapmış. Ne kadar güzel. Çevremdeki küsleri barıştırmak için elimden geleni yapacağım artık….

MASAL KATEGORİLERİ
Masal Oku
Dini Masallar
Eğitici Masallar
Türk masalları
Baba Masalları (Youtube)


Eğitici masalımızı Dinlemek İstermisiniz?

küsmek yakışmaz


KISA HİKAYELER

Severek Okuduğunuz hikayelerimize Android uygulamamızı indirerek cep telefonlarınızdan ve Tabletlerinizden Rahatlıkla Ulaşa Bileceksiniz.

 

İlginizi Çekecek Hikayeler

Bir Cevap Yaz

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *