«
  1. Anasayfa
  2. Eğitici Masallar
  3. Bende Paylaştım- Eğitici Çocuk Masalı

Bende Paylaştım- Eğitici Çocuk Masalı

eğitici çocuk masalı

Bende Paylaştım- Eğitici Çocuk Masalı

Bu eğitici çocuk masalı , paylaşmanın değerini anlatıyor. Uyku masalları arasında yer alan bu hikaye, özellikle ilkokul çağındaki çocuklara hitap ediyor. ‘Egemen’in Macerası’ adlı bu masal, eğitici çocuk masalları kategorisinde yer alıyor ve paylaşmak ile ilgili önemli dersler veriyor. Baba masalları içerisinde de öne çıkan bu hikaye, çocukların hayal dünyasını genişletirken onlara paylaşmanın mutluluğunu ve önemini öğretiyor. Paylaşma masalı olarak da anılabilen bu hikaye, çocuklarınıza okuyabileceğiniz mükemmel bir tercih.

paylaşma masalı


Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar Egemen isminde küçük bir çocuk varmış. Egemen, odasında yatarken içeriden bir ses gelmiş. “Egemen, kahvaltı hazır.

Hadi kalk oğlum,” diye seslenmiş annesi mutfaktan. Bu, Egemen’e verilen 5 dakikalık sürenin dolmak üzere olduğunun habercisiymiş.

Mutfaktan öyle güzel kokular gelmeye başlamış ki, Egemen kendini bir anda aynanın karşısında yüzünü yıkarken bulmuş. Mutfakta annesinin yanına gittiğinde, annesinin onu kahvaltı tam hazır olmadan uyandırdığını fark etmiş.

Çünkü ekmek alma görevi, her sabah olduğu gibi bu sabah da onu bekliyormuş. Bu durum onu rahatsız edebilirdi ama, her gittiğinde istediği güzel bir çikolatayı alabildiği için ekmek almaya gitmek onu mutlu bile ediyormuş.

Hemen hazırlanıp, en yakındaki markete gitmiş. Burası çok büyük bir marketmiş ve belki de en çok çikolata çeşidi burada bulunuyormuş. Yeni bir çikolata çıktığı anda bile ilk buraya gelirmiş.

Bu yüzden Egemen, ekmek reyonundan önce çikolataların bulunduğu reyona doğru koşmuş. “Acaba bu sefer hangisini alsam?” diye düşünürken, yeni çıkan bir çikolata olup olmadığına bakmış önce.

O kadar çok çeşit vardı ki, aklı karışmış. “Keşke hepsi benim olsa, hepsini yiyebilsem. Burayı bana verseler, hepsini bir günde bitiririm,” diye geçirmiş içinden. Egemen bazen çok hayalperest olabiliyormuş.

Olmadık şeyler düşünürmüş hep. Yine öyle bir düşünceye dalıp, “Keşke dünyada bir tek ben kalsam ve her şey benim olsa,” diye geçirmiş içinden. “Her şeye sahip olurdum ve mutluluktan havalara uçardım,” demiş.

Bu düşüncelerle gözlerini kapatıp, bir süre sonra gözlerini açtığında karşılaştığı manzara onu çok şaşırtmış. Az önce insanlarla dolu olan market bomboş kalmış.

Büyük bir sessizlik kaplamış ortalığı. Egemen, durumun şoku içerisindeymiş. Gözlerini tekrar kapatıp açmış ama yine de bir kişi bile yokmuş. Olanlara inanamıyormuş, bu gerçek olamazdı. Herkes nereye gitmişti? Yoksa dileği gerçek mi olmuştu?

Dileğinin kabul olduğunu düşünmesiyle şoka girmesi kısa sürmüş. “Oley, her şey benim oldu! Artık istediğimi yapabilirim,” diye avazı çıktığı kadar bağırmış. Ne de olsa onu susturabilecek kimse yoktu artık.

Hemen çikolata reyonuna uzanmış. Eline ne gelirse açıp yemeye başlamış. O kadar çok yemiş ki, başının ağrımaya başladığını hissetmiş. Oysa hepsini… Yine de sınırını zorlamış.

İçecek reyonuna koşmuş ve tadına bakmak istediği bütün içecekleri açmış. Daha fazla yiyip içemeyince, “Başka neler yapabilirim?” diye düşünmeye başlamış.

Gitmekten çok keyif aldığı bir oyuncak dünyası varmış. Bazı zamanlar ailesiyle oraya uğrayıp oyuncak alıyorlarmış. Ancak aklında hep almak istediği başka oyuncaklar kalıyormuş, çünkü hepsi birbirinden güzeldi.

İnsan hepsine sahip olmak istiyordu. Şimdi bunun tam zamanıymış. O artık her şeye sahipti, yalnızca o. Ve oraya gidip istediği gibi eğlenebilirmiş.

Hemen oyuncak dünyasına doğru koşmaya başlamış. Bazen yolların ortasından, bazen kaldırımdan koşarak gitmiş. Çünkü artık ne yolda çarpacak ne de kaldırımda çarpışacak insan vardı.

Oyuncak Dünyası’nın kapısından girdiğinde gözleri kocaman olmuş. Dilediği her şeyi yapabilecekti.

En çok istediği uzaktan kumandalı oyuncaklar bölümüne gitmiş. Helikopterler, uçaklar… içerde uçuyormuş. Oyuncaklardan oyuncaklara gezmiş. Ama bir şeyi fark etmiş: Bazı oyuncaklar tek başına oynanmıyormuş.

Tek başına oynadıkları sevinci ise kimseyle paylaşılamıyormuş. Sevinç sesleri boşlukta yayılıp kalıyormuş.

Egemen bir anda durmuş. Hayaletli dünyanın aslında düşündüğü kadar mükemmel olmadığını fark etmiş.

Artık canı oyuncaklarla oynamak istemiyordu. Hatta hiçbir şey yapmak istemiyordu. Üzgün adımlarla eve doğru yürümeye başladı. Yürürken gözlerini etrafta gezdiriyordu. Gözüne boş dükkanlar, bomboş parklar çarpıyordu.

Hiç tanımadığı, belki hiç tanımayacağı insanları düşünmek onu üzmeye başladı. Sanki orada bir yerde durmaları bile onun hayatının bir parçasıydı. Ayaklarını sürüyerek, ağlamaklı bir ifade ile evlerinin kapısına vardı.

Ne kadar büyük bir hata yaptığını düşünüyordu. Zil sesi ile beraber, beyininde yankılanan düşünceler artık kapıyı açacak bir kimse olmadığına dairdi. Anne ve babasının olmamasının duygusuyla artık dayanamayıp kapının önüne çökerek hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Tam da bu esnada, işte tam da bu esnada, derinlerden bir ses duyar gibi oldu. “Egemen, kahvaltı hazır. Haydi kalk oğlum!” Bu sesin üzerine hemen yatağından doğruldu. Boncuk boncuk terler akıyordu yüzünden, bir kabustan uyanmıştı.

Olanların gerçek olmadığını fark edince içinde bir rahatlama hissetti. Hemen gidip elini yüzünü yıkadı ve mutfağa doğru koştu. Annesini görünce ona sıkıca sarıldı.

Annesi, “Sabah sabah bu sevgi nereden çıktı böyle?” diye şaşırıp kalmıştı. “Ekmek almaya gitmemek için yapıyorsan, böyle kandıramazsın beni,” dedi. Egemen, “Hisse olur mu öyle şey? Ben bir koşu gider alırım şimdi,” diyerek çıktı.

Kapıdan çıkar çıkmaz karşısına gelen herkesin yüzüne bakıp gülümsüyordu. Onlara günaydın diyordu. Markete girdiğinde ekmek reyonundan en güzel ekmekleri seçti. Evdeki herkes için birer çikolata aldı.

Etrafında gördüğü insanlar onu o kadar mutlu ediyordu ki, tanımadığı insanlara bile sarılmak istiyordu. Eve doğru giderken kendisinden daha küçük bir çocuk gördü ve içinden çikolatasını onunla paylaşmak geldi.

Kendisi için aldığı çikolatayı çocuğa verdi. Daha önce çok çikolata yemişti ama sanki hiçbir çikolata böyle mutluluk vermemişti ona. Çünkü mutluluğun sahip olmakta değil, paylaşmakta olduğunu anlamıştı.


MASAL KATEGORİLERİ

Masal Oku
Dini Masallar
Eğitici Masallar
Türk masalları
Baba Masalları (Youtube)


 

İlginizi Çekecek Hikayeler

Bir Cevap Yaz

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *