«
  1. Anasayfa
  2. Eğitici Masallar
  3. Benim Adım Atatürk

Benim Adım Atatürk

çocuklar için Atatürk'ün hayatı

Benim Adım Atatürk – Çocuklar için Atatürk’ün Hayatı

“Merhaba çocuklar! “çocuklar için Atatürkün hayatı” etiketi ile Bugün sizlere ülkemizin kurucusu, büyük önderimiz Atatürk’ün hayatını anlatan “Benim Adım Atatürk” isimli masalımızı sunuyoruz. Bu eğitici masal ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ‘ün yaşamını ve başarılarını anlatan bu masal, çocuklar için Atatürk’ün hayatını ve değerlerini öğrenmek adına harika bir kaynak.

Atatürk’ün çocukluğundan başlayarak nasıl bir lider olduğunu ve ülkemizi nasıl çağdaşlaştırdığını öğreneceksiniz. Okul öncesi, Anaokulu ve İlkokul öğrencileri için hazırladığımız bu eğitici masal ile hem eğlenecek, hem de tarihimizi daha iyi anlama fırsatı bulacaksınız.

benim-adim-ataturk video


Size önce ailemi anlatmak istiyorum. Babamın adı Ali Rıza Efendi, annemin adı İse Zübeyde Hanım’dır. Hem babamın hem de annemin soyu, Evlad-l Fatihan diye adlandırılan Türk boylarından gelir.

Evlad-l Fatihan ne demek Size açıklayayım: Atalarımız, Rumeli’yi yani Balkanları fethetmişler. Ama bu bölgelerde Türk nüfusu az imiş. Türk nüfusunun çoğalmaşı için Anadolu’dan buralara Türkler yerleşmiş.

İşte bu Türk boyların ‘Evlad-l Fatihan” denir. Hem babamın hem de annemin ataları Konya-Karaman bölgelerinden Fatih Sultan Mehmet döneminde Rumeli’ye göç etmişler.

1881 yılında bir zamanlar Türk toprağı olan Selânik’te, bu gördüğünüz evde, dünyaya geldim. Doğduğum ev, bugün bir müzedir.

Yedi yaşına geldiğimde Koca Kasım Mahallesi’nde bulunan bir okula başladım. Bu okula gitmemi annem istemişti. Aslında ben bu okulu istemiyordum. Ama annemi kırmak doğru olmazdı. Onun gönlünü hoş tutmak için birkaç gün bu okula gittim.

Sonra yeni yöntemlerle eğitim veren bir okula geçtim. Annem de bu okulun daha iyi eğitim verdiğini anlamıştı. Okuldaki Öğretmenim Şemsi Efendi, iyi bir eğitimciydi. Ondan çok şey öğrendim.

Babam kereste ticaretiyle uğraşıyordu. Bir süre sonra hastalandı. Babamı kaybettik. Babamı kaybedince dayımın köyüne yerleştik. Çiftlik hayatı çok güzeldi.

Ama ben okumak istiyordum! Tekrar annemle Selânik’e döndük. Burada bir başka okula başladım. Sonra bu okuldan da ayrıldım.

Ülkemizin mühendise, hekime, öğretmene, askere gereksinimi vardı. Ben de asker olmak istiyordum. Bu amaçla askeri okul sınavlarına girdim ve kazandım.

Başarılı bir öğrenciydim. En çok da matematik dersini seviyordum. Öğretmenimin adı da Mustafa’ydı.

Bir gün bana şöyle dedi: “Oğlum: senin adın da Mustafa, benimki de. Bundan sonra senin adın Mustafa Kemal olsun.” Böylece ismim Mustafa Kemal oldu.

0 Askeri ortaokuldan sonra Manastır Askeri Lisesi’ne gittim. Liseden sonra ise Harbiye ve Harp Akademisi’ni bitirdim.

Ülkemiz çok zor durumdaydı. Her yerde savaş vardı. Sürekli toprak kaybediyorduk. Ülkemizi kurtarmak için elimden geleni yapmaya kararlıydım. Selânik, Makedonya, Mısır, Libya ve İstanbul’a gittim.

Gittiğim her yerde vatanımızı kurtarmak için arkadaşlarımla çalışmalar yaptık. Çünkü biliyorduk ki “birlikte kuvvet doğar.”

28 Temmuz 1914’te 1. Dünya Savaşı başladı. Düşman devletler, topraklarımızı almak ve bizi yok etmek için tüm güçleriyle saldırıyorlardı. Önce İstanbul’u almak istediler. Bunun için önce Çanakkale Boğazı’nı geçmeleri gerekiyordu.

Düşman 500 parça gemi ve 500 bin askerle Çanakkale Boğazı’na dayandı. Ben de vatanımızı korumak için görev yerimin Çanakkale olmasını istedim. 19. Tümenli kurdum. Askerlerimizi eğittim. Düşman, Çanakkale’yi çok kolay geçebileceğini sanıyordu ama öyle olmadı.

Mehmetçik düşmanı şaşırttı. Çanakkale’de bir destan yazdı. Çanakkale’nin geçilemeyeceğini bütün dünyaya gösterdi.

Düşman, Çanakkale’yi geçemedi. Savaşı kaybetmedik. Ama Osmanlı Devleti de daha fazla savaşa devam edemedi. İleriyi göremeyen yöneticiler, Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzaladı. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti savaşı kaybetmiş oldu. Durum çok kötüydü.

Antlaşmaya göre Osmanlı ordusu dağıtılacaktı. Silahlarını da teslim edecekti; yani düşman topraklarımızı İşgal edebilecekti. Halk perişandı, lJlkeyi yönetenlerin ise ümidi kalmamıştı.

Aydınlar bile “Kalan nüfusumuzu korumak İçin özgürlüğümüzden vazgeçelim ve başka bir ülkenin himayesine girelim.” diyorlardı. Onların bu düşüncesine karşı çıktım.

Çünkü Türk milletinin bağımsızlığını kazanacağına inancım tamdı. Türk milletine esaret yakışmazdı.

Özgürlüğümüzü korumak için “Bandırma” ismindeki bir vapurla Samsun’a çıktım ve Milli Mücadele için çalışmalara başladım.

Ülkemizi yönetenler, bu çalışmalarımı duyunca hemen İstanbul’a dönmemi istediler. Fakat ben görevimden istifa ettim ve geri dönmedim. Çünkü onlar ümitşizlerdi.

Düşmanla mücadele etmek istemiyorlardı. Ülkemizin kurtuluşu için mücadele etmeye karar verdim. Tabii ki benim gibi ülkesini seven ve kurtarmak isteyen insanlar vardı.

İlk önce Erzurum Kongresi’ni yaptık. Daha sonra yurdun her köşesinden vatanını seven önemli insanlar geldi. Vatanın bölünemeyeceği ve yeni bir Türk devleti kurulacağı kararını aldık. Türk milletinin insanca ve Özgür yaşayabilmesi için bu şarttı.

Kazım Karabekir Paşa bunlardan biriydi. istanbul hükümeti beni yakalama görevini ona vermişti. Ama o, askerleriyle gelip bana “Paşam, ben ve kolordum emrindeyiz! dedi, İşte o an ülkemizi kurtaracağımıza inancım daha da arttı.

İlk önce Erzurum Kongresi’ni yaptık. Daha sonra yurdun her köşesinden vatanını seven önemli insanlar geldi. Vatanın bölünemeyeceği ve yeni bir Türk devleti kurulacağı kararını aldık. Türk milletinin insanca ve özgür yaşayabilmesi için bu şarttı.

Birçok çalışma yaptıktan sonra Ankara’ya geldim. 23 Nisan 192Üde Türkiye Büyük Millet Meclisini açtık. Beni meclis başkanı seçtiler.

Her yer işgal altındaydı. İstanbul’u İngilizler, Doğu Anadolu’yu Ermeni ve Ruslar, Güneydoğu’yu İngiliz ve Fransızlar, Akdenizi italyanlar, Ege’yi ise Yunanlılar işgal etmişti.

Düşmanları topraklarımızdan atma kararı aldık. Meclis, beni başkomutan olarak seçti. Böylece ordunun başına geçtim.

Kurtuluş mücadelesi için hazırlıklara başladık. Halkımız elinden geleni yaptı. Herkes, ordumuza yardım için yiyeceklerini ve giyeceklerini verdi. Kadınlarımız cepheye Silah taşıdılar.

Hatta erkeklerin yanında cephede savaştılar. Kara Fatma, Erkek Halime, Gördesli Makbule, Onbaşı Nezahat ve daha yüzlerce kahraman annemiz düşmana karşı cesurca mücadele ettiler.

Düşmanı yurdumuzdan tamamen kovmak için 26 Ağustos’ta Büyük Taarruz’u başlattım. Bu tarihi özellikle seçtim. 26 Ağustos 1071’de Anadolu’yu fetheden Alparslan’ın ordusu gibi Anadolu’yu aynı tarihte bir daha fethettik.

4 günde düşmanın yüz binlerce askerini yendik. 30 Ağustos’ta savaşl kesin olarak kazandık. 30 Ağustos, büyük zaferin günüdür.

Sonunda bağımsızlığımızı yeniden kazandık. Uzun süreden beri devletimizin nasıl yönetileceğini düşünüyordum. Bu konuda çok araştırmalar yapmıştım. En İyi yönetim biçimi, Cumhuriyet’ti. Çünkü halk, kendini yönetenleri kendisi seçmeliydi.

30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Anlaşmasıyla düşmanlarımıza teslim olmuştuk. Bu tarihten bir gün önce olan 29 Ekim’de özgürlüğümüzü tüm dünyaya ilan ettik.

29 Ekim 1923te kurulan bu özgür devletin adı ise “Türkiye Cumhuriyeti” oldu. Bu tarihi özellikle seçtim!

Bağımsızlığımızı devam ettirmek için ekonomik olarak güçlü bir ülke olmalıydık. Güçlü bir ülke olmak için de çok çalışmalıydık.

Demir Çelik, İplik, Şeker, Uçak Fabrikaları gibi onlarca fabrika kurduk. Ekonomimizi güçlendirdik. Osmanlı’dan kalan borçları ödedik.

En önemlisi eğitimdi. Eğitimsiz bir toplum gelişemezdi. Halkımızın okuma-yazma oranı çok düşüktü. Bu oran, kadınlarımız arasında neredeyse %1 lerdeydi.

Önce alfabemizi değiştirdik Arap harfleri Türkçe dil yapısına uymadığı için Latin harflerine geçtik. Sultan Abdülhamit de bu düşüncedeydi. Ancak harf devrimini gerçekleştirememişti.

Yeni alfabeyle hem dünya halklarıyla daha kolay bağlar kurabilecektik hem de bilimsel ve teknolojik gelişmeleri daha iyi takip edebilecektik.

Ayrıca Orta Asya’daki Türk devletleri de bu sıralarda Latin alfabesine geçmişti. Böylece dünyadaki Türklerle yazı dilimiz aynı olacaktı. Birbirimizi anlayacaktık.

Dinimizin doğru anlaşılması İçin Kuran’ın Türkçe açıklamasını yaptırdı Soyadı Kanunu’nu çıkardık. T.B.M.M kararıyla benim soyadım Atatürk oldu. Bu benim için en büyük armağandı.

Kadınlarımıza gereken değer verilmeliydi. Kadınlarımıza Avrupa’dan daha önce seçme seçilme hakkı tanıdık. ilk kadın milletvekilimiz, Satı Kadın oldu.

Ben Türk milletini canımdan çok sevdim. Varlığımı Türk milletine adadım. Bağımsızlığımıza kavuşmak için elimden geleni yaptım. Kısa sürede , hak ettiğimiz gibi bütün dünyanın saygı duyduğu bir ülke ve millet olduk.

Bu dünyaya gelen herkes gibi ben de bu dünyadan bir gün gideceğimi biliyordum. Onun için yaşadıklarımı, tecrübelerimi ve fikirlerimi Nutuk (Söylev) adlı bir kitapta yazdım. Bu kitabı okuduğunuzda çok faydalı bilgiler edineceksiniz.

Geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz. Sizden tarihimizi öğrenmenizi ve bu ülkeyi size emanet eden kahraman atalarımızı tanımanızı istiyorum.

Böylece bağımsızlığımızı korumak, ülkemizi geliştirmek ve Türk milletinin sonsuza kadar var olmasını sağlamak İçin daha büyük İşler yapacağınıza inanıyorum.

Siz, yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler,
asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan yorulmadan yürüyecektir. sizi çok seviyorum.

Ben Atatürk!.. İşte benim öyküm böyle. Şimdi senden iki tane isteğim var; birincisi, benim öykümü ve başarılarımı başka arkadaşlarına da anlatır mısın lütfen? Böylece onlar da hem beni tanımış olurlar, hem de daha büyük işler yapmak için kendilerine güvenirler.


İkinci isteğime gelince: sen de hayallerini ve gelecekte yapmak istediklerini buraya Yorumlara yazar mısın?

🔍 Anahtar Kelimeler:

#ÇocuklarİçinAtatürk #AtatürkünHayatı #EğiticiMasallar #İlkokullarİçinAtatürkünYaşamı #BenimAdımAtatürk


İlginizi Çekecek Masallar


MASAL KATEGORİLERİ
Masal Oku
Dini Masallar
Eğitici Masallar
Türk masalları

 Sitemizde yayınlanan masallarımızı Youtube Baba Masalları  linkini tıklayarak Dinleye bilirsiniz.

İlginizi Çekecek Hikayeler

Bir Cevap Yaz

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *