«
  1. Anasayfa
  2. Eğitici Masallar
  3. Şıngır Mıngır Oyunu

Şıngır Mıngır Oyunu

Eğitici Çocuk Masalları

Şıngır Mıngır Oyunu / Eğitici Çocuk Masalları

Sizler için Eğitici Çocuk Masalları ve beğeneceğinizi düşündüğümüz ilkokul masalları yayınladık, eğitici okul öncesi masallar okumak ve dinlemek ve eğitici uyku masalları için kanalımızı takip edebilirsiniz. Eğitici çocuk masalımızı Alt da Bulunan Eğitici Çocuk Masalları videosu ile Dinleye bilirsiniz.


O gün, Esra ablam okuldan elinde karton bir kumbarayla eve döndü. Sanki çok değerli bir şey taşıyor gibiydi. Doğruca odasına giderek kumbarayı masanın üstüne bıraktı. Meraklanmıştım.
– Bu kumbara da nereden çıktı ablacığım, diye sordum.
– Zeynep çiğim, sınıfımıza küçük bir kitaplık yaptırmak istiyoruz. Bunun için sınıfça para topluyoruz. İşte topladığımız paraları da bu kumbarada saklıyoruz.

Musa da konuştuklarımızı duymuştu.
– Peki, kumbara neden sende duruyor, dedi merakla.
– Sınıf arkadaşlarım, bende durmasını istediler de ondan.

Bunu söylerken ablamın yüzü neşeyle parladı. Belli ki arkadaşları ona güvendiği için sevinçliydi. Musa, karton kumbarayı eline alarak:
– Üff amma da ağırmış, dedi. İçinde kaç lira var, sayalım mı?
Ablam hiç oralı olmadı. Kumbarayı yeniden dolabının içine bıraktı.
– Bu kumbara yalnızca bizim sınıfın, dedi. Ve bana emanet edildi. Lütfen, kimse elini sürmesin.

Ertesi gün…

Musa’nın o gün okuldan geldiğinde yüzü asıktı. Daha kapıdan girerken:
– Bir futbol topu istiyorum, diye atıldı. Yarın maçımız var! Ve top götürme sırası bende.
Annem akşam yemeği için sofrayı hazırlıyordu. Ona dönerek:
– Bunu daha önce de konuşmuştuk, dedi. Yılsonunda karnesi güzel olan istediğine kavuşur. Şimdilik eski topunla idare edebilirsin.

Musa ağabeyim, oflayıp puflayarak odasına yürüdü. Bir yandan da:
– Daha yılsonuna çok var, diyordu. O kadar bekleyemem ki ben…

Babam işten gelince birlikte yemeğe oturduk. Musa, bu kez de babama,
“Futbol topu isterim.” diye tutturdu. Ama babamın cevabı da annemden farklı değildi. “Karnesi güzel olaaan!…”

Ertesi gün cumartesiydi. Musa erkenden kalkıp eşofmanlarını giymişti. Ne zaman futbol oynayacak olsa böyle telaşlanır. Onu da gören çok önemli bir işi varmış sanır. Esra ablamı ise o sabah kumbaradaki paraları sayarken gördüm. Ne çok bozuk para vardı. O saydıkça şıngır mıngır sesler geliyordu. İçim bir tuhaf oldu. Bu paralarla ne çok çikolata, şeker alınırdı kim bilir… Ablam kumbarayı yine yerine kaldırdı. Üff canım da öyle şeker çekiyordu ki…

Evde ise bir tanecik bile şeker yoktu. Ablamın odada olmadığı sırada yavaşça dolaba sokuldum. Kumbaraya dokundum. İçindeki paralar şıngır mıngır ederken birisi pıt diye ayağımın dibine düşmesin mi

Birkaç gün sonra….

Ablam okuldayken kumbarayla oynamaya bayılıyorum. Oyunun adını da “Şıngır Mıngır” oyunu koydum. Kumbara sallandıkça, ayağımın dibine “Şıngırt” diye bir para düşüyor, ben de gidip bakkaldan istediğimi alıyorum. Mmm… kimseye görünmeden şeker yemek çok heyecanlı…

O akşam Musa elinde güzel bir futbol topuyla eve geldi. Topu birkaç günlüğüne arkadaşından ödünç almış, sevincinden yerinde duramıyordu. Ablam ise çok durgun; dokunsan ağlayacak gibi. Meğer bugün kitaplık almak için mobilyacıya gitmişler. Fakat alamadan geri dönmüşler. Neden mi? Kumbaradaki paralar eksik çıkmış da ondan.

Ablam:
– Paralar nasıl kayboldu anlayamadım. Arkadaşlarım bana güvenmişti. Artık onların yüzüne nasıl bakarım, diye üzülüyordu.

Bu sözler üzerine bakışlar bir anda, Musa’ya çevrildi. “Kumbaradaki paraların nasıl eksildiğinden haberin var mı?” diye sordu babam.

Musa bütün ciddiyetiyle:
– Ben kumbaraya dokunmadım bile, dedi. Söyledim ya bu top arkadaşımın.
Bu kez kaygılı gözler bana döndü.
– Ya sen Zeynep! Kumbaradan para aldın mı hiç, dedi annem.

O an yüzüm kıpkırmızı oldu. Şıngır Mıngır oyunum aklıma geliverdi. Gerçeği anlatmazsam, bizimkiler Musa’nın o topu kumbaradaki paralarla aldığını sanabilirlerdi. Kalbim tik tak tik tak çarpıyordu. ‘Doğruyu söyle ve kurtul,’ dedi içimdeki ses. Bir iki yutkundum, azıcık öksürdüm ve cesaretimi toplayarak:
– Evet, dedim. Kumbaradan para alan benim. Şıngır Mıngır oyunum için hepinizden özür dilerim…

O gece, hayatımın en önemli gecesiydi. Bizimkilerle uzun uzun konuştuk. Hatamı anlamıştım. Ablamdan özür diledim. O da dürüst davranarak doğruyu söylediğim için beni tebrik etti.

********

Dürüstlük, her yerde ve her şartta, söz ve davranışlarda doğruluktan ayrılmamak; yalan ve iki yüzlülükten uzak durmaktır.

Unutmayın… Hiçbir şey Allah’tan gizli değildir. Dürüst insan, Allah’ın her zaman ve her yerde kendisini gördüğünü bilerek davranır. Allah’ı sever. O’na karşı sorumluluk duyar. O’nun sevgisini kazanmayı ister; koyduğu kuralları önemser. O yüzden (kimse bilmese bile) yanlış davranışını gizlemez; başkasının üzerine atmaz. Yalan söyleyerek insanları kandırmaz. Kendisine bir şey emanet edildiğinde onu özenle korur. Böylece hem Allah’ın rızasını hem de insanların güvenini kazanmış olur.

MASAL KATEGORİLERİ
Masal Oku
Dini Masallar
Eğitici Masallar
Türk masalları
Baba Masalları (Youtube)

Çocuklar İçin Eğitici Hikayeler masalımızı  Eğitici Masal Videosu İle Dinlemek İstermisiniz?

eğitici ilkokul masalları


KISA HİKAYELER

Severek Okuduğunuz hikayelerimize Android uygulamamızı indirerek cep telefonlarınızdan ve Tabletlerinizden Rahatlıkla Ulaşa Bileceksiniz.

İlginizi Çekecek Hikayeler

Bir Cevap Yaz

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *